26 Haziran 2010 Cumartesi

2006 Finali, İlk Turda Elendi

Dünya Kupası'nda İlk Tur maçları dün gece itibariyle sona erdi ve birazdan 2. Tur maçları başlıyor. Beklediğim gibi ilk 2 maçlardaki vasat futbol son maçlarda yerini çok heyecanlı maçlara bıraktı. Aynı saatlerde başlayan grupların son maçları ve her golde değişen tablolarla zevkli akşamlar yaşadık. İlk Tur'un en büyük sürprizi önceki Dünya Kupası'nın şampiyonu ve ikincisi İtalya ve Fransa'nın daha İlk Tur'dan kupaya veda etmesi oldu. ABD ve Japonya performanslarıyla göz doldurarak turnuvaya renk kattılar. İlerleyen turlarda ne yapacaklar, beraber göreceğiz.

Elle attığı golle kupaya gelen Fransa'ya, İrlanda ve diğer dünya futbolseverlerinin âhıyla daha İlk Tur'da kupaya vedâ etti. Bu gruptan Uruguay ve Meksika bir üst tura çıktılar. Evsahibi Güney Afrika da vuvuzelanın lânetiyle olsa gerek, tek puanla kupaya veda etti. Üzülmedik.

B Grubu'nda final adayım Arjantin "perfect" yaparak gruptan çıktı. Onu kardeş ülke Güney Kore izledi. Yunanistan 3, Nijerya ise tek puanla turnuvaya veda ettiler. Nijerya, kara kıtanın bir başka hüsrânı oldu.

C Grubu'nda ABD elenecekken son dakika golüyle gruptan lider çıktı. Dünya'nın nefret ettiği ülkenin Milli Takımı futbolseverler tarafından göze hoş gelen, açık futboluyla beğeniliyor. ABD'nin gruptan çıkması değil, ancak; beklenenden daha güzel futbolu sürpriz. İngiltere de gruptan zar zor çıkarken futbolu hiç ümit vermedi. 2. Tur'da son maçlarını oynayabilirler. Slovenya, diğer maç berabere bitiyor diye güvenip İngiltere maçına asılmamasının kurbanı oldu. Turnuva, renk katabilecek bir takımını İlk Tur'dan kaybetti. Cezayir de tek puanla grubu sonuncu bitirdi.

D Grubu'nda bir başka finalist adayım Almanya, tek mağlubiyetini Sırbistan'a karşı alarak 6 puanla gruptan lider çıktı. Bu maç Sırbistan'ın da tek galibiyeti oldu ve onlar da sonuncu olarak elendiler, ilginçtir. Gana diri bir takım görüntüsü verse de fazla rahat gözüküyor. Avustralya'yı averajla geçerek 2. Tur'a adlarını yazdırdılar ve bu tura yükselen tek takımı oldular Afrika'nın. Avustralya ise ilk 2 maçtaki şanssızlığı yüzünden kupaya veda etti. Son maçta oynadıkları futbolla en azından iyi veda ettiler. Onlar da devam etseler kupaya renk katabilirlerdi.

E Grubu'nda benim de taraftarı olduğum Hollanda Milli Takımı tulum çıkararak gruptan lider çıktı ve en kolay rakibi kaptı 2. Tur'da. Japonya iki galibiyetle ikinciliği aldı, özellikle Danimarka maçında oynadıkları futbolla büyük beğeni topladılar. Akıllı ve güzel adamlar şu Japonlar. Danimarka tek galibiyetle silik bir görüntü çizdiği turnuvaya veda etti. Kamerun da puan alamadan turnuvadan ayrılarak bir başka sürprizi oldu turnuvanın.

F Grubu'nda İtalya kötü futbolu ve aldığı 2 puanla turnuvaya sonuncu olarak veda etti. Hollanda gibi İtalya da her dâim sevdiğim futbol takımlarından. Son Şampiyon, son maçın son 10 dakikasında bir 10 dakika İtalya gibi oynadı ve rakibini fena sarstı, futbola büyük renk getirdi. Yani saklıgüçleri vardı ancak bunu sahaya yansıtmak istemediler, diyebiliriz. İtalya'nın düşüşü, Paraguay'a liderlik, Slovakya'ya ise 2. olarak gruptan çıkma piyangosu olarak intikâl etti. Gerçi Paraguay'ı bilemem ama Slovakya, Hollanda'nın eline düşerek bu kadarcık sürprizle yetinecek gibi. Yeni Zelanda ise 3 puanla 3. oldu.

G Grubu'nda her Dünya Kupası'nın favorisi Brezilya, Portekiz'le "dostça" berabere kaldığı maç dışındaki maçlarını kazanarak zirvede bitirdi grubu. Portekiz, Kuzey Kore'ye attığı 7 golün de rahatlığıyla gruptan çıkan bir diğer takım oldu. Fildişi Sahilleri, geçen kupada olduğu gibi yine çok zor bir gruba düşmenin bedelini ödedi. Geçen Kupa'ya göre 1 puan fazla aldılar. Umarız bir sonraki turnuvada şans bu kadar uzaklarına düşmez. K. Kore ise Brezilya maçında gösterdiği direnci diğer maçlarda gösteremeyince -11 averajla turnuvanın en başarısız takımı oldu.

H Grubu'nda İspanya gruptan çıkarken son Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası'nın çok gerisinde bir futbolla bunu yaptı. Şili; ABD ve Japonya'dan sonra turnuvaya futboluyla renk katan bir başka ekip. Onlar da bir üst tura çıkarak bunun ödülünü aldılar. İsviçre ilk maçta İspanya'yı yenerek yaptığı sükseyi sürdüremedi ve elendi. Beter olsunlar. 2006 yolunda bize yaptıkları çaçeronlukları unutmadık. Honduras ise giderayak İsviçre'ye çelme takarak iyi bir bitiriş yaptı ve turnuvaya puanla veda etti.

Gelelim 2. Tur'a...

Burada büyük oranda liderlerin güleceğini düşünüyorum. Bunun tek istisnası Paraguay-Japonya eşleşmesi olabilir. Japonya, Danimarka'ya oynadığı gibi oynarsa Paraguay'ı eleyecektir. Bunun dışında Hollanda'yı Slovakya, Arjantin'i ise Meksika karşısında şanslı görüyorum. Tek nedeni Lugano olabilir herhalde, Uruguay'a müthiş gıcık olmamın. Yine de G. Kore önünde bir adım önde gözüküyorlar. ABD-Gana maçı, Gana gününde olursa çok zevkli geçmeye aday. Yoksa ABD turu atlayacaktır. Şili'nin de Brezilya'yı zorlamasını bekliyorum. Ya da Brezilya bu maçta çok iyi oynayarak Şili'yi yener ve bana "Ben varken neden Arjantin'i final adayı görüyorsun" diye gider yapabilir. İspanya-Portekiz maçında da sanki Portekiz'i bu sefer akraba kıyağı da kurtaramaz ve İspanya kazanır gibime geliyor. İyi bir takıma sahip olan İspanya'nın kupada ilerledikçe daha motive olmasını ve İlk Tur'daki vasat görüntüsünü aşmasını bekliyorum.

Final tahminim hâlâ Arjantin-Almanya. Alternatif finalim ise Brezilya-Hollanda. Afrika takımlarının kendi kıtalarındaki durumu içler acısı. Tek temsilcileri Gana kaldı. Kamerun'un birkaç kupa önce başlattığı devrim gene Kamerun'un öncülüğünde sona erdi gibi. Avrupa'dan ise 2. Tur'a ancak 6 takım kaldı. Fikstürün azizliği sonucu bu 6 takım 2. Tur'da hep kendi aralarında oynayacak ve Çeyrek Final'e ancak 3 Avrupa takımı çıkabilecek. Bu; ilk Dünya Kupası'ndan beri Avrupa'nın en başarısız olduğu Dünya Kupası anlamına geliyor. Afrika ve Avrupa böyle düşerken Güney Amerika ve CONCACAF (Kuzey ve Orta Amerika ile Karayipler) ülkeleri bu Dünya Kupası'nın yükselen değerleri oluyorlar. Biraz da fikstürün azizliğiyle; Uruguay, G. Kore, ABD, Gana, Paraguay ve Japonya'dan 3 tanesi kupada ilk 8'e kalacaklar. Çeyrek Final'de de bunlardan en az biri sürpriz yaparak turnuvanın kaderini değiştirebilirler.

Benim bu turnuvadaki takımım Güney Kore. Hem ırkî olarak bize en yakın ülke, Turanidler. Hem de 2002'den kalma dostluğumuzdan. Onu bir başka Turanid kavim, Japonlar izliyor. Bu 2 kardeş ülkemiz de elenirse hep sevdiğim Portakallar'la devam edeceğim turnuvaya.

22 Haziran 2010 Salı

Dünya Kupası Yazısı

Bu gece Dünya Kupası ilk turunda 2. maçlar da sona erdi. Artık işin zevkli kısmı başlıyor. Maçların zevksizliği ve defans futbolu eleştirilerine çok da katılmadığımı belirterek başlayacağım. Aslında tespit doğru da, bu Dünya Kupası ile ilgili bir şey değil. Dünyada futbolun son 10-15 yılda gittiği yer bu. Böyle turnuvaların ilk maçlarının böyle kontrollü geçmesi de beklenen bir şey. 2006 Dünya Kupası ve Euro 2008'in İlk Tur İlk maçları daha mı zevkliydi?

Arjantin, Hollanda, Brezilya ve Şili ilk 2 maçlarını kayıpsız geçen takımlar.

İlk maçlar sonunda Arjantin-Almanya gibi bir final düşünmüştüm. Almanya, Sırbistan'a yenilerek kafamda bazı soru işaretleri oluşturdu. Zaten Dünya Kupası'nda final oynamak için de fazlaca genç bir takımları var. Yine de Almanya'yı fikstür avantajı kurtarıyor. Finale kadar Brezilya'yı da, Arjantin'i de görmeyecekler. Burada Almanya'yı zorlarsa ancak Hollanda zorlar. Portakallar 2 maçlarını da kazandılar ancak bir Hollanda taraftarı olarak beklediğim, özlediğim futbolu henüz oynamadılar =) O yüzden Hollanda için bir süre daha beklemek gerek. Gruplarındaki takımları zayıf görmemden de olabilir bu. 2. Tur'da da bir görelim Hollanda'yı yine. Diğer finalist de muhtemelen Arjantin ya da Brezilya olacak. Maradona'yı sevmem, ama Arjantin, Brezilya'yı geçer gibime geliyor. Finalde de Almanya'dan bir adım önde görürüm.

Almanya-İngiltere, Hollanda-İtalya gibi süper 2. Tur eşleşmeleri bekliyorum. Hadi koçlar, göreyim sizi...