24 Nisan 2009 Cuma

Gelecek Sezonun Galatasaray'ını Kurmak

Bu sezon benim kafamda bitti. Çünkü futbolcuların kafasında çoktan bitmiş. O zaman gelecek sezonun Galatasaray'ını artık şimdiden düşünmek gerek.

Ha Polat Başkan "Kewell'ı getirdim, Baros'u getirdim, iyi kötü Meira gibi adam aldım, eldeki şampiyon kadroyu korudum, üstüne iyi de bir kaleci koydum, Şampiyonlar Ligi'nden beklediğim paralar da yalan oldu, gene de bir sene dayandım, bu sene de Şampiyonlar Ligi yoksa nah size transfer" derse haksız olur mu, olmaz bence. Ayrı...

Biz yine de ilk 2'ye girecek ve Şampiyonlar Ligi'ne gidecekmiş gibi biraz bol kepçe düşünelim.

Transfer düşünürken önce takımın aksayan yerlerinden başlamak gerekir. Önce Sabri'yi bir dakika bile düşünmeden, dönüp arkamıza bir saniye bile bakmadan göndermemiz gerekir. "Yerine bir futbolcu daha alalım, o da kenarda dursun" demeyeceksiniz, çünkü tecrübeyle sabit ki bu adamda bir şey var. Hangi hocayı getirirsen getir, ne kadar tecrübeli, ne kadar akıllı hoca getirirsen getir bir şeyler oluyor ve o anlı şanlı futbol adamları Sabri'yi oynatıyorlar. Aşk gibi bir şey, akıl mantık tamamen devredışı kalıyor. Futbolun bug'ı bu adam. Kesinlikle uzak tutulmalı, selâm-sabah kesilmeli, yolda görülürse yol değiştirilmeli gerekirse. Uğur Uçar yaşadığı felâketten kurtulur ve "gittiği gibi" geri dönerse o boşluğu fersah fersah kapatır. Kurtuluş da gelecek vaat ediyor. Ancak Uğur'un gittiği gibi gelmemesi durumunda iyi bir sağ beke ihtiyacımız olacak.

İkinci başbelâsı da kesinlikle Nonda. Kendisiyle ilgili düşüncelerimizi daha önce defalarca belirttik. Yinelemeyelim, kendi kendimize canımızı sıkmayalım. Baros'u tartışmak abesle iştigal olur. Diğer forvetlerden Karan fazla yaşlı, Yaser de fazla genç kalıyor sanki. Bu sene Karan'dan faydalanamamamızın birinci suçlusu onu kenarda paslanmaya terk eden (yerine oynattığı adam da Nonda olmasa gam yemyeceğim) Skibbe Almanı. Ama sonrasında da Ümit toparlanamadı. O da geçtiğimiz birkaç sezonki performansından uzak bu sezon. Yaser kendini geliştirir, Galatasaray'da olmanın hakkını verirse iyi bir yedek olabilir ancak. Dolayısıyla forvette de bir sorun göze çarpıyor. Baros tek forvet oynasa bile en az bir forvete acil ihtiyacımız var. Mâlûm bizim Milan gereksiz kart görüp cezalı duruma düşmeyi de seven futbolculardan.

Savunmadaki tek problem de sağda değil. Sezon başından beri Servet ve Meira göbeğe bir türlü yerleşemedi, oturtulamadı. Ne Servet geçens ezonki performansına yaklaşabildi, ne de Meira bekleneni veremedi. Meira gidince, Servet de sakatlanınca iyice karıştı orası. Savunmanın göbeğinde alternatiflerimiz çok kıt. Sol beke Balta'dan daha iyisini koyamayacaksanız, Balta'yı göbeğe çekmenin bir mânâsı yok. 35 yaşındaki Emre de, bir türlü hazır görülüp forma verilemeyen Semih de ancak iyi birer yedek olabilirler. Bence en klas transfer isteyen yerimiz defansın göbeği. Ah Song ah, diyoruz...

Bu eksikler kapatılırsa çok iyi bir takım olacağımızı, önümüzdeki yıl bu senenin üzerine koyarak yolumuza devam edeceğimizi düşünüyorum. İnşallah transferle görevli kulüp birimleri de aynı şekilde düşünüyorlardır da gelecek sezonun transfer çalışmalarına şimdiden başlamışlardır.

1 Nisan 2009 Çarşamba

İspanya maçı

Geçen maçtan sonra yazacaktım, gece yarısı oldu zaten maç bitince, bir de saati ileri alınca daha beter geç oldu. Seçim günü sıkılırım, sonuçları beklerken yazarım dedim. Sonra sıkıntıdan gittim, bizim muhtarın seçim çalışmalarına katıldım. AKP'ymiş, CHP'ymiş alayı hikâye, seçim heyecanının kralı bizim muhtarlık seçiminde yaşandı. saat 1.30'da ancak bitti, son sandıkta aldık işi. Sonra okuldu bilmemneydi derken ben yazamadım şu İspanya-Türkiye maçını, aha da bugün rövanş günü geldi.

N'apalım şimdi, 4 gün önceki maçı mı yazalım? Gerek yok bence. İyi oynadık, birilerinin beklediği gibi rezil mezil olmadık. Onlar Avrupa Şampiyonu'ysa biz de Avrupa Şampiyonası Yarı Finalisti olduğumuzu gösterdik. Biraz daha iyi olsaydık yenerdik de.

Orda 1 puan alsak belki burada da 1 puanla yetinebilirdik. Ama yenilmemiz bir bakıma iyi oldu. Burada 3 puan için oynayacağız, ben inanıyorum da kazanabileceğimize.

Sakatlıklar derseniz kulüp takımları gibi kısıtlı kadroları yoktur, milli takımlarda sakatlığı bahane kabul etmem ben. Maçın Ali Sami Yen'de olması da ayrı bir motivasyon. Galatasaray'ın zafer kazandığı gecelerden biri gibi bir gece bekliyorum ben. Terim'le diğer hocalar arasındaki fark da burada işte. Bugün takımın başında Güneş ya da Yanal olsa kimse galibiyet beklemezdi. Belki gene kazanırdık ama kimse önceden beklemezdi işte.

Galibiyet dışında bir sonucun da bizi kesmeyeceğini belirtmemde yarar var. İspanya maçında kazanamayacaksanız diğer maçlarda puan kaybetmeyecektiniz. Hatta bir de yenilirsek Dünya Kupası'na gitme şansımız %50'nin altına düşer. Üstelik İspanya işi garantiledi sayılır, bundan sonraki maçlarında doğal olarak puanlar bırakabilir -ki biz İspanya'yla maçlarımızı erken tamamladığımız için bu bizim için dezavantaj olacak.

Hadi çocuklar! Amansız olun!