27 Eylül 2012 Perşembe

Ümit Özat vs Simge Fıstıkoğlu


Ümit'in dünyadaki tek başarısı, oturduğu zaman sözünü dinletebileceği, ahkâm keseceği tek şey futbol. Bütün hayatında bu. Yoksa ekonomi de konuşamaz, siyaset de konuşamaz, aile ilişkileri hakkında da... Ama futbol, -özellikle de Türkiye'deki câhil, kolpa, klişeci futbol sosyetesi- ona bambaşka, büyülü bir dünya sunuyor. Fiziksel bir yeteneğe sahip olduğu için edindiği sportif bir kariyer var. Herkes buna saygı duyuyor. Bu sayede istediği gibi konuşabilir. Sözü dinleniyor. Kimse de "Bu söylediğin çok saçma, salakça bir şey" demiyor, diyemiyor. Ve böyle elinde avucundaki tek konu olan futbolda bir de bakıyor, 20'li yaşlardaki güzel bi televizyon figürü kızcağız bile onun kadar iyi, hatta daha iyi konuşabiliyor.

Futbol çok basit bi şey abi. Biz kendi yaptığı işi çok önemli göstermeye çalışan plâza piçleri ve orospuları gibi teknik bir hâle sokmaya, öyle göstermeye çalışıyoruz. Çünkü ortada bir piyasa var. Deli gibi televizyon programı üretiyorlar, reklâm alıyorlar, gazeteler basıyorlar. Sana da kitap okumadan, memleketi analiz edemeden, görmeden bedavaya çok kolay ahkâm keseceğin bir alan açıyorlar. Sonra en kısıtlı çaba/bilgiyle, en yüksek özgüven! Özgüven patlaması!

Hakan Şükür diye bir adam vardı meselâ. Yıllarca birçok spor yazarı bundan ekmek yedi. Oynatıp yenilseniz; "Eaaa... Hakan Şükür oynatılır mı, neden bu ısrar, artık yaşlandı" diyen adam, oynatmayıp yenildiğinizde çıkıyor "E ama Hakan Şükür yani bu. Oynatıcaksın! Tecrübe" ıvır zıvır diye kafa ütüledi. Birçok spor yazarı bundan yıllarca ekmek yedi. Onbinlerce saat televizyon programı, yüzbinlerce sayfa gazete bunlarla israf edildi. Açın bakın!

Yoksa Sergen Yalçın gibi bomboş, teneke gibi bir adam bu işi böyle basit ve doğru yorumlayabiir mi? Kaya Çilingiroğlu gibi vasat bir adam Türkiye'de en iyi futbol yorumcusu âbi! Bırakın Rıdvan'ı falan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Güzel yaz.