2 Temmuz 2010 Cuma

Gönlümün Finali; Hemen... Şimdi...

Bendeki fikstür hatalıymış a dostlar, turnuvanın başından beri gönlümdeki final, geldi Çeyrek Final'de düştü önüme. Oysa televizyonda falan da şimdiye kadar bendeki fikstürün hilafına bir şey görmemiş, işitmemiştim. NTV Spor'da bile "Brezilya-Arjantin beraber finale kalamayacak" denmişti. Sanırım bu yanlış fikstür de çok dolaştı, fikstür konusunda bir kafa karışıklığı yaşandı.

Neyse artık, önümüzdeki maçlara bakacağız...

2. Tur'da 8 maçtan 6'sında tahminlerimiz tuttu. Bu maçların hepsi 90 dakikada sonuçlandı. Sonucu bilemediğimiz iki maçtan birinin galibi uzatmalarda, diğerininki ise penaltılarla belirlendi. Bu da güzel. Uruguay, G. Kore'yi beklendiği gibi mağlûp etti. Suarez ve Forlan gibi iki işbitirici golcüsü olan takım hangi takım olursa olsun bu kadar başarılı olur zaten. Sen geride topunu düzgün oyna, gol yeme, bu adamlar zaten ellerine geçen 3-4 fırsattan en az 1'ini gol yaparlar. ABD'nin Gana'yı geçeceğini düşünmüş, ancak Gana'nın gününde olması halinde çok çekişmeli bir maç olacağını da tahmin etmişiz. ABD, Gana'nın işini 90 dakikada bitiremedi ve kara kıtanın turnuvada kalan tek temsilcisi uzatmalarda bulduğu golle Amerika'yı yıkmayı başardı. Almanya-İngiltere maçı da beklediğimiz gibi çok güzel ve yine beklediğimiz gibi Almanya'nın üstünlüğüyle bitti. Ama 4-1 gibi bir skoru pek beklemiyorduk açıkçası. Premier Lig ile İngiltere Milli Takımı'nın kalitesini karşılaştırdığımızda "İngilizler iyi futbol oynamazlar. İyi futbolcuları satın alırlar" diyebiliyoruz (Bak çok güzel oldu bu söz, yaz bi yere). Arjantin de Meksika'yı 3-1'le geçerek Almanya'nın Çeyrek Final'deki rakibi oldu. Burada da sürpriz yok.

Turu en kolay geçmesini beklediğimiz Hollanda, Slovakya'yı 2-1'le geçerken zorlanmadı. Ama beklediğim Hollanda'yı yine göremedim sahada. Brezilya da Şili'yi 3-0 gibi net bir skorla geçti. 2. Tur, güzel futbolları ve sempatik çıkışlarıyla göz dolduran üç takım; ABD, Japonya ve Şili için yolun sonu oldu. Yolun bundan sonraki kısmına, bir kısmı onlar kadar "güzel" oynamasa da kazanmasını bilen ağır abilerle devam edeceğiz. Paraguay-Japonya maçı da bizi yanıltan diğer maç oldu. Samuraylar İlk Tur'daki futbollarını ortaya koyamadılar. İşi 90 dakikada bitiremeyince de deyim yerindeyse iyice "saldılar". Uzatmalarda çalışan, gol bulmak için çabalayan Paraguay'ın maçı penaltılarla da olsa kazanması futbolun adaleti olsa gerek. Taraflardan biri akrabamız, canımız ciğerimiz bile olsa böyle de "iyi oynayan kazansın"cıyızdır işte biz arkadaş. İspanya da Portekiz'i tek golle geçerek Çeyrek Final'e çıkan son takım oldu. Gariban Kuzey Kore'ye zalımca gol yağdırdığı maçı saymazsak, Portekiz de doğru düzgün gol atmadan, gol yemeden, adamakıllı top oynamadan, turnuvada bir renk bırakmadan elendi gitti. Dünya klâsmanında 3. olduklarını söyledi TRT spikeri. Tüküreyim böyle dünya üçüncülüğüne afedersin.

2. Tur'da da keyifli maçlar izlediğimizi söyleyebiliriz. Az maçın uzatmalara kalması güzel. Takımlar beraberliğe yatmadılar, hakezâ bir gol atıp yatan takımlar da çok az. 8 eşleşmenin 7'sinde grup liderleri güldü. Bunun tek istisnası ABD'yi uzatmalarda eleyen Gana oldu.

Gelelim çeyrek finallere...

İlk maçlardan beri turnuvanın en iyi futbol oynayan iki takımı maalesef Çeyrek Final'de eşleştiler. Müthiş bir finalin yalan olmasına mı yanalım, bu iki güzeller güzeli takımdan birinin Çeyrek Final'de elenerek hayal kırıklığı yaşatacak olmasına mı? Böyle maçlar için tahmin yapılmaz, ancak heyecanla yayın saati beklenir ve televizyon karşısında keyifle izlenir, ancak hadi burun farkıyla Arjantin diyelim: %55. Ha bir de ne olursa olsun, lütfen bu maçın galibi kupayı alsın. Çok fenâ hak etmiş olacak çünkü. Erken final, gönüllerin finali, gönlümün finali...

Bir diğer kral eşleşme de Hollanda ile Brezilya arasında. Bu da turnuvadaki alternatif final tahminimdi. Yazık ki fikstür yüzünden bu ikiliden biri de ilk 4'e kalamadan elenecek. İki takım da güzel ve açık futbolun ekol ülkeleri. Ancak ilginçtir iki takım da bu turnuvada daha farklı, daha sağlamcı oynuyorlar. Onu da oldukça başarılı yaptıklarını söyleyebiliriz. İki takım da alıştığımız kadar ofansif oynamasalar da buldu mu atıyorlar ve turları rahat geçiyorlar. Madem Portakallar, Portakallar gibi oynamıyorlar, Brezilya'yı bir parça daha şanslı görüyorum.

"Peki kardeşim bu turdan kim adamakıllı çıkar, onu söyle hele" derseniz 4 eşleşme içinde, nisbeten en rahat çıkacak takım herhalde İspanya olur. Paraguay için ilk 8'e kalmak yeterli bir başarı olsa gerek. İspanya'nın da ilk günlerdeki hımbıllığını artık yavaş yavaş atıyor olmasına güvenerek bu maçta İspanya'ya oynuyoruz. Ha onların da yüreği kaç okka, Arjantin-Almanya galibiyle Yarı final'de oynarken göreceğiz.

Uruguay-Gana maçı ise kupanın bir nevî Anadolu derbisi. İlk 8'e kalmak iki ülke için de yeterli başarı sayılır herhalde. Ama biraz da fikstür avantajı sayesinde bu iki takımdan biri Yarı Final oynayacak dünyanın en büyük kupasında. Bizim tahminimiz, pek hazzetmesek de Uruguay'dan yana. Uruguay geride iyi oynuyor, ilerde ise müthiş ayaklarıyla her halûkârda gol buluyor. Gana ise saklıgüce sahip, ancak hiç de derli toplu bir görüntü vermiyorlar. Uzayan maçlarda fizik güçleri avantaj olacaktır, Uruguay'a işi ilk 90 dakikada bitirmesini öneriyoruz bu nedenle.

Benim Korem de, Japonyam da elendi 2. Tur'da. Bundan sonra turnuvada yoluma her daim sevdiğim Portakallar'la devam edeceğim dediğim gibi. Ha bir de Almanya-Arjantin galibi kim olursa olsun onun kupayı kazanmasını isteyeceğim futbolun adaleti için.

Doğru fikstüre göre final tahminimizi güncellersek Arjantin-Brezilya diyoruz. Bu finalin güzelliği de gözlerimizi kamaştırıyor ancak, bir şey eksik sanki, içimiz burkuluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Güzel yaz.